Çalışma masasından karakter analizi
Kimileri son derece minimal ve düzenli, kimileriyse fotoğraf ya da aksesuvarlarla dolu çalışma masalarında; kimileri gün boyunca kulaklıktan müzik dinleyerek, kimileri de masalarını renkli ve kokulu mumlarla donatarak çalışıyor. Bir taraftan da oturarak değil ayakta çalışmanın daha sağlıklı ve verimli olduğunu iddia eden makaleler yayınlanıyor... Xerox’un yaptığı bir araştırmaya göreyse ofislerde kullanılan renkler, ofis mobilyalarının düzenleniş şekli, masaların düzeni, eşyalar hem çalışanın kişiliği hem de o şirketin iş yapma şekliyle ilgili önemli ipuçları veriyor.
İtiraf edelim ki “ofis masası ve çalışan karakteri” konusunda en büyük sıkıntı “karmaşık çalışma masalarından” çıkıyor. Fakat; dağınık çalışma masası konusunda şikâyet alan ve kendi kendine daha düzenli olacağını tekrarlayanlar, masanızdaki karmaşayı çok da dert etmeyin! Minnesota Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nün deneklerle çalışarak yaptığı ve Psychological Science Dergisi’nde yayımlanan araştırmaya göre, masa ne kadar dağınıksa yaratıcılık o kadar ortaya çıkıyor. Keza Almanya’da tüketici araştırmaları dergisinde yayımlanan bir başka makaleye göre, her ne kadar şirket yöneticileri daha verimli bir çalışma ortamı için düzenli masa istese de dağınık masalar, kişilerin düşüncelerini daha basit şekilde ortaya koymasına olanak sağlıyor.
Araştırmadan çıkanlar...
- Ertelemeyi sevenlerin masaları düzensiz.
- Az eşyalı ofislerin verimliliği daha yüksek.
- Çalışma masasında aile ve arkadaş fotoğrafı olmayanlar muhafazakâr.
- Masasının etrafında ilham veren sözler, yazılı notlar olanlar hata yapmak ve eleştirilmek istemiyor.
- Özenli not tutanlar daha disiplinli ve planlı çalışıyor.
- Çalışma ortamında çiçek, kokulu mum ve tütsü gibi objeler bulunduranlar, atmosfer değiştirmek istiyor.
- Çalışırken müzik dinlemeyi tercih edenler işi keyifli kılıp konsantre olmaya çalışıyor.
- Masası biblo, aksesuvarlarla dolu olanlar, çalışma ortamıyla duygusal bağ kurmak istiyor.
Ofis çalışanları masalarını anlatıyor
“Ofis masası çalışanın karakterine dair ipucu veriyor mu?” konusunu netleştirmek üzere biz de bir mini araştırma yaptık ve çalışanların ofis masalarıyla ilişkilerini sorduk...
‘Kendi kodlama sistemim var’ Adil Serhan Şahin, 31 - Araştırma Görevlisi
Kahve fincanı, dünden kalan kahve fincanı, her boş alanı kullanılan not kâğıtları ve renkli kalemler. Sanırım en kısa şekilde dağınık ama düzenli... İlk görüşte “Bomba düşmüş buraya” olan görüntünün içinde sanırım sadece benim anlayabileceğim garip bir düzen ve aradığımı bulmamı sağlayan bir kodlama sistemi var.
‘Masa büyüdükçe dağılıyorum’ Burcu Arman, 32 - Metin Yazarı / Editör
Çalışma saatlerim belli olmadığı için masam aynı zamanda evim! Hayatımı birlikte geçirdiğim, kendisine deli gibi âşık olduğum bir Mac’im var! Ama masa ne kadar büyükse o kadar dağılıyorum. En son yalnızca mouse oynatacak alan kalacak kadar sıkıştırabiliyorum. O yüzden şimdi daha küçük bir masada kendimi bu sefer kitaplarla çevirmiş durumdayım.
‘Tek vazgeçilmezim ellerim’ Varol Döken, 35 - Reklam Yazarı Ofis masam benim için Kanije Kalesi gibi, fikirlerime yapılan tüm saldırıları en güzel bu masada savunuyorum. Yakışıklı değil ama sempatik bir masam var. Minimalist bir insanım, karmaşaya, dağınıklığa gelemem. Aslında bir laptop bile yeterdi ama insan zamanla sticker’lara yenik düşüyor. Ama masamda vazgeçilmez olan tek şey benim. Nerede olsa yazar bu eller!
Kaynak:
Selin ÖZAVCI / HT PAZAR
Haberturk.Com